http://rapidshare.com/files/45726778/www.oyun-forum.com_Max_Payne1.part1.rar
http://rapidshare.com/files/45727162/www.oyun-forum.com_Max_Payne1.part2.rar
http://rapidshare.com/files/45726146/www.oyun-forum.com_Max_Payne1.part3.rar

Gereksinimler:
32 mb ekran kart
128 mb ram
800 ghz işlemci       [Üsluplarınıza Dikkat Edin]

İnceleme:

Oldukça uzun bir aradan sonra (yaklaşık 2 ay) bir yazıyla sitemize döndüm. Bu yazıda incelemesi ben tatildeyken yapılan Max Payne hakkındaki görüşlerimi anlatmaya çalışacağım.

Yapımı 4 yıl kadar süren bir oyun, Max Payne. Nette screenshot'larını gördüğümüzde ağzımızın suyu akardı. O kadar güzel grafikleri vardı ki, kimse oyunu beklemeden edemiyordu. Hatta daha oyunu çıkmadan, filminin çekildiği gibi söylentiler bile ortaya atılmıştı.

Aslında oyunu anlatmaya gerek yok. Zaten incelemesi yapılmış, çoğu kişi oynayıp bitirmiş bile. Unutmayın, bu yazı sadece bir yorum yazısı.

Oyunun konusu ucuz bir Hollywood filmine benziyor. Bir polisin ailesi uyuşturucu krizine girmiş kişilerce öldürülür ve adam intikam için tabancasına sarılır. Aslında şöyle bir olay var. Bu senaryoyu bir filmde izleseydik hiç etkilenmezdik. Fakat senaryonun içinde biz de olunca oyunun konusu oldukça iyi geliyor. Yani, bu senaryo bir oyun için yeterli. Fakat beni etkilemedi.



Oyun yine konu benzerliği bakımından bana Deus Ex'i hatırlattı. Deus Ex'te iki tarafın ortasında kalıyordunuz, terörist kesim veya UNATCO. Max Payne'de de DEA ajanlığı ile mafya arasında kalıyorsunuz.

Oyunun konusu hakkında bir-iki şey daha söylemek istiyorum. Oyunun üç ana bölümü arasındaki geçişte oynadığımız bilinç altı bölümleri. Bu bölümler oyuncunun sinirlerini laçka etmek için birebir ve bana biraz da duygu sömürüsü gibi geldi. Ne olursa olsun, bebek odasında kızının ölüsünü gördüğünde çalan bebek müziği, karısının yatağa serilmiş cesedi oldukça etkileyici.

Oyun bana geçtiği mekanlarla da Deus Ex'i hatırlattı. Otel, sokaklar, metro, üretim tesisi vs. ile iki oyun arasındaki benzerlikler ortaya çıkıyor.

Oyundaki müzikler gayet yerli yerinde kullanılmış. Arkadaşı Alex'in öldüğü sahnede çalan müzik benim bile duygulanmama sebep olmuştu. Ayrıca, bol adamlı yerlerde çalan tekno parçalar da oyuncuyu oyuna daha bir iştahlandırıyor.

Oyunun en orijinal yeri tabii ki, Bullet-Time denilen özellik. Yani, Matrix-vari yavaş çekimler. Bir şey söylemek istiyorum, bu oyunu oynadıktan sonra 20 milyona kıyıp, Matrix'in orijinal DVD'sini aldım. Düşünün, Bullet-time'ın beni nasıl etkilediğini.


Oyunda hoşuma gitmeyen yönlerden biri düşmanların yapay zekası. Yapay zeka, diğer action oyunlarına göre düşük seviyede. Fakat, karşılaştığınız düşmanların oyun ilerledikçe daha zor öldükleri ve genelde iki-üç kişi saldırdıklarını düşünürsek, bunlar yapay zekanın kusurunu kapatıyorlar. Aynı Soldier of Fortune gibi.

Yine oyunda hoşuma gitmeyen yönlerden biri de, bölüm aralarında veya önemli bir şeyler bulduğunuzda, yani oyunun konusunun anlatıldığı bölümlerdeki çizgi roman kısmı. Bu kısım bana göre oyunun gerçekçiliğini yok etmiş. Ara filmlerde ve oyun içindeki gerçekçilik ile çizgi roman tamamen birbirine zıt. Yapımcılar niye böyle bir şey düşünmüşler, anlamadım.

Oyundaki bir başka ilginçlik ise Max Payne'in suratında oyun boyunca kalan gülümseme. Bu gülümseme genelde düşmanlarla -düşmanlardan kastım, mafya patronları Lupino, Finito gibi kişiler- karşılaştığınızda kayboluyor. Ama Max Payne ölürken dahi gülümsemesi yok olmuyor. Yani dalga geçer gibi bir hali var. Sağ kaşı havada ve dudakları yukarı doğru. Bu, bir bakıma galiba adamımızın karizması.

Max Payne oyun dünyasına kazandırdığı şey Bullet-time'dır. Ama bakalım yapımcılar Bullet-time'ın başka oyunlarda kullanılmasına izin verecek mi?

Üzerinde 4 yıl çalışılan bir oyundan çok daha fazlasını beklerdim. Gerçi üzerinde çok çalışılan hangi oyun beklediğimizi verdi ki (Diablo 2)? Yine de Max Payne, gelmiş geçmiş en iyi actionlardan biri ve hangi türün meraklısı olursa olsun her oyuncunun oynaması gereken çok kaliteli bir yapım. Yapımcıların hakkını teslim etmek lazım.


Rar Pass: www.oyun-forum.com
Tür: Rip